Pages

Subscribe:

Salı, Eylül 3

Kevin Hakkında Bir de Ben Konuşmalıyım




Çıktığından beri listemdeydi bu film ama tembelliğim sağ olsun yeni seyredebildim ve bazı yorumları okuyunca bir şeyler yazmak istedim. (Kitabını okumadığımı da belirtmeliyim.) Film, hayatının baharında maceradan maceraya koşan genç bir kadın olan Eva'nın planlanmamış bir hamilelikle tamamen değişen hayatını ve diğer çocuklara göre bayağı farklı olan oğlu Kevin'ı anlatıyor özetle. Film başlarken bizim henüz görmediğimiz ve her şeyi altüst eden bir olay yaşanmıştır. Bir yandan Eva'nın bu "olay" sonrası hayatına nasıl devam ettiğini (ya da edemediğini), bir yandan da flashbacklerle Eva ve Kevin arasındaki ilişkinin yıllar içinde nasıl bir noktaya ulaştığını seyrediyoruz. 
Genel olarak gördüğüm yorumlarda bir kısım Eva'nın Kevin'ı yetiştirirken ne derece zorluk çektiğini ve çocuğun doğuştan bir psikopat/sosyopat olduğunu söylerken bir kısım da annenin sevgisizliğinin çocuğu sorunlu bir insan haline getirdiğini savunuyordu. Bunun için öncelikle psikopat olunur mu yoksa doğulur mu, sonra da Kevin gerçekten bir psikopat mı yoksa ortada çok daha farklı bir problem mi var, bu soruları cevaplamak gerekiyor.

Psikopatlık doğuştan gelen bir zihinsel hastalıktır ve tedavisi yoktur. Basitçe açıklamak gerekirse korku, heyecan, suçluluk, endişe vb. duygular amygdalanın merkezi sinir sistemine gönderdiği sinyaller sonucu oluşur. Psikopatlarda ise beynin bu kısımları arasındaki bağ kopuktur. Vicdan dediğimiz konsept bu nedenle psikopatlarda gelişmez ve suçluluk duygusu, empati, korku gibi duyguları hissedemezler. Kısacası eğer amygdalanız aşırı çalışıyorsa anksiyete sahibi, hiç çalışmıyorsa da bir psikopatsınız demektir. Peki Kevin bir psikopat mı?

Filmde Kevin'ın psikopatlık gibi bir kişilik bozukluğuna sahip olduğuna dair kesin bir ifade hiç kullanılmıyor. Ancak homicidal triad/cinai üçleme (hayvanlara karşı acımasızlık, ateş çıkarma saplantısı ve 5 yaşından sonra bile sürekli olarak yatak ıslatma) teorisine sürekli bir vurgu yapılıyor. Seri katillerin bu üçlemeye uyan bir çocukluk geçirdiklerini öne süren bu teori Kevin'da kendini yatak ıslatma ve hayvanlara karşı acımasızlık şeklinde gösteriyor. 5 yaşını geçmesine rağmen Kevin'ın sürekli bebek bezi kullandığını, hatta bir sahnede Eva'yı kızdırmak için ısrarla altını kirletmesi sonucunda Eva tarafından bir anlık sinirle kolunun kırıldığını görüyoruz. Kız kardeşinin evcil hayvanına yaptığı da cabası. Ancak cinai eğilimlere sahip olan birinin illa ki psikopat olduğu söylenemez. Aksine, bu eğilimlere sahip olan ve sonucunda harekete geçen kişilerin sorunlarının asıl kaynağının ebeveyn ihmali olduğu söylenmektedir. Eva'ya baktığımızda bunun kusursuz bir örneğini görüyoruz. Filmin daha ilk sahnesinde Eva, domates festivalinde zevkle kendinden geçmiş bir şekilde gösteriliyor ve film boyunca da özgürlüğüne düşkün kişiliğine vurgu yapılıyor. Kazara hamile kaldıktan sonra bunalıma giren Eva bir daha eskisi gibi olamıyor. Gebelik egzersizlerine gittiğinde etrafı neşeli anne adaylarıyla doluyken dayanamayıp mekanı terk ediyor; New York'ta şehir merkezinde yaşarken kocasının ısrarıyla, çocuk yetiştirmeye daha uygun olduğu için banliyöde nefret edeceği bir eve taşınıyor; çalışma odasının duvarlarını haritalarla ve dünyanın farklı yerlerinden aldığı süs eşyalarıyla dekore ediyor vs. Çok çabalasa da Eva'nın oğluna karşı gösterebildiği tek duygu sınırlı bir sabır ve normal olmadığına dair bir şüphe. Yani daha anne karnındayken sevgiden
mahrum kalan bir çocuk Kevin ve annesinin zorlama sevgi gösterilerine kanmayacak kadar da zeki. Birlikte Eva'nın ısrarıyla gittikleri yemekte de bunun ne derece farkında olduğunu açıkça gösteriyor. Oğlunun kolu kırıldığında bile hissettiği şeyin endişe ya da suçluluk değil başkalarının öğrenmesinden kaynaklı korku olduğu apaçık görülebiliyor. Bunun farkına varan Kevin da biricik annesinden manipülasyonu öğreniyor ve bir şey istediği zaman tek yapması gereken Eva'ya bakarak kolunda kalan yara izine dokunması oluyor. Her şeye rağmen Kevin sadece ilgi çekmeye çalışan ama bunu akranlarından daha farklı bir yolla gösteren bir çocuk. Hastalanınca usulca annesine sarılarak Robin Hood okumasını dinlerken görüyoruz bu ilgiye muhtaçlığı.
Peki tek ihmal anneden mi kaynaklanıyor? Bütün gün evde olmayan, evdeyken de oğlunu aldığı hediyelerle mutlu etmeye çalışan bir baba figürü var karşımızda. Karısının içinde bulunduğu bunalımı da ya göremeyecek ya da umursamayacak kadar ilgisiz. Bir annenin "çocuğumla ilgili çok yanlış olan bir şeyler var" diye düşünerek kendini kaybetme noktasına gelişini göremeyecek kadar dışında bu ailenin.
Eva'nın Kevin'a bir kardeşi olacağını söylediği bir sahne var. Kevin'ın burada söylediği aslında her şeyi özetliyor: "Bir şeye alışmış olman onu sevdiğin anlamına gelmez. Sen de bana alıştın." Kevin'ın da dediği gibi Eva zamanla alışıyor hayatına. Yeni doğan "normal" çocuğuyla evlat sevgisini tatma imkanı buluyor. 


Eva'nın olaydan sonraki hayatında gördüğümüz tek şeyse pişmanlık ve suçluluk duygusu. Kapısına gelip "Öldükten sonra nereye gideceğinizi biliyor musunuz?" diye soran misyonerlere "Aslına bakarsanız biliyorum. Direkt cehenneme gideceğim." diyen, yolda birden karşısına çıkıp yüzüne tokadı indiren bir velinin ardından yardıma gelen adama "Önemli değil, hepsi benim suçumdu." deyip ses etmeden yoluna devam eden ve düzenli olarak oğlunu ziyaret eden bir Eva var artık karşımızda. Çünkü her sıradan anne gibi o da çocuğunun yaptığından kendini sorumlu tutmadan edemiyor, tıpkı olan biteni duyan neredeyse herkesin sadece onu sorumlu tutması gibi. Nihayet olayın yıl dönümünde oğlunu ziyaret edince asıl soruyu soruyor Eva: Neden? Aynı soruyu filmin ortalarında başka bir sebeple sorduğunda aldığı cevap "Bir amacı yok. Amaç da bu zaten." olmuştu. Ama bu sefer, olaydan 2 yıl sonra "Neden?" sorusuna "Önceden bildiğimi zannederdim ama artık o kadar da emin değilim." cevabını veriyor Kevin ve yüzünden okunan tek şey kafa karışıklığı oluyor.



NOT: Çizgili kıyafetler giyip fazlaca düzenli bir odaya sahip olmak gibi klasik şeyler illa ki psikopatlık belirtisiyse benden ala psikopat olur demektir.

NOT 2:Filmin müthiş soundtracklerini de unutmamak lazım. 




0 dırdır:

Yorum Gönder